Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM, OECD ortalamasında yüzde 47 olan kadın müdür oranının Türkiye’de yüzde 7 ile oldukça düşük seviyede bulunduğunu duyurdu.
TEDMEM’den yapılan açıklamaya göre, kuruluş, OECD tarafından uygulanan Uluslararası Öğretme ve Öğrenme Anketi (TALIS) sonuçlarının Türkiye değerlendirmesini yaptı.
Buna göre, OECD ortalamasında kadın öğretmen oranı yüzde 68,3 iken kadın okul müdürü oranı yüzde 47.
Türkiye’de kadın öğretmen ve kadın okul müdürü oranları arasında ise önemli bir fark var; Türkiye’de öğretmenlerin yüzde 55,8’i, okul müdürlerinin sadece yüzde 7,2’si kadın.
– Düzen ve disiplini sağlamak için daha fazla zaman harcanıyor
Türkiye’de öğretmenlerin, OECD ortalaması ile kıyaslandığında sınıfta düzen ve disiplini sağlamak için daha fazla zaman harcadığı görülüyor. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu sessiz olma, dersi dinleme ve kurallara uyma konusunda öğrencileri sık sık uyarmak zorunda kaldıklarını belirtiyor.
Türkiye’de öğretmenler, sınıf içi zamanın yaklaşık yüzde 27’sini, 45 dakikalık bir dersin ise yaklaşık 12 dakikasını sınıf içi düzeni sağlamak ve idari işleri yapmak için harcıyor. Öğretim süresinin yüzde 27’si, 180 okul gününün yaklaşık 49 okul gününe karşılık geliyor.
– Öğretmenlerin yeterlilikleri geliştirilmeli
TALIS bulguları, öğretmenlerin deneyimi ve fiili öğretime ayrılan süre arasında olumlu bir ilişki olduğunu gösteriyor.
Deneyimli öğretmenlerin sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı öğrencilerin yoğun olduğu okullarda görev yapması, fiili öğretim süresinin artışına ve nispeten öğretimin niteliğinin gelişmesine katkı sağlama potansiyeline sahip oluyor.
Öğretmenlerin ihtiyaç duyduklarını belirttikleri sürekli mesleki gelişim etkinlikleri incelendiğinde öğretmenlerin en çok tercih ettiği alanlar farklı kültür ve ülkelerden insanlarla iletişim ve çok kültürlü, çok dilli sınıflarda öğretim olarak belirlendi.
Çok kültürlü ve çok dilli sınıflarda öğretim ile ilgili SMG etkinliklerine ihtiyaç duyduğunu belirten öğretmenlerin oranı 2008 yılında yüzde 14,5 iken, 2018 yılında yüzde 22,2 oldu.
Öğretmenlerin yeterliliklerinin geliştirilmesi göçmen öğrenciler dahil örgün eğitim kapsamında bulunan tüm öğrencilerin nitelikli eğitime erişme hakkının güvence altına alınabilmesi için bir ön koşul olarak değerlendiriliyor.
– Öğrencilerin problem çözme için kendi yöntemini bulması isteniyor
Öğrencilerin bir problemi çözmek için bilgiyi değerlendirmeleri, sentezlemeleri ve uygulamaya koymaları önemle üzerinde durulan beceriler olarak değerlendiriliyor.
Öğrencilerin kritik düşünmesini gerektiren görevler verme, bir probleme ortak çözüm bulmak için küçük gruplar halinde çalışmayı sağlama, kesin bir çözümü olmayan ve öğrencileri düşünmeye zorlayacak problemler sunma şeklindeki uygulamaları sık sık veya her zaman kullanan öğretmen oranı Türkiye’de OECD ortalamasının oldukça gerisinde.
Diğer yandan, Türkiye’de öğrencilerden karmaşık problemleri çözmek için kendi yöntemlerine karar vermelerini isteyen öğretmen oranı OECD ortalamasından yaklaşık yüzde 13 daha fazla.
Türkiye’deki öğretmenlerin, öğrencilerin zihinsel olarak daha aktif olmalarını sağlayacak uygulamaları daha az kullanması, bir sorun olmakla birlikte, bu sorun öğretmen yeterlilikleri, öğrenme içerikleri, öğretim ortam ve koşulları veya sınav odaklı bir eğitim öğretim anlayışı gibi pek çok nedenden kaynaklanabilir.
– “Sınıfta disiplini sağlamak çok fazla zamanlarını alıyor”
Açıklamada görüşlerine yer verilen TEDMEM Direktörü Prof. Dr. Emin Karip, TALIS 2018 raporuna dayalı yapılan analiz ve değerlendirmelerin, öğretmenlerin gözünden öğretmenlik mesleğinin ve eğitim öğretimin nasıl görüldüğüne dair çarpıcı bulgular ortaya koyduğunu kaydetti.
Karip, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öğretmenlerin yaklaşık yüzde 56’sı kadın ama okul müdürlerinin sadece yüzde 7’si kadın. Öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin meslekte ortalama deneyim süresi OECD ortalamasından çok daha az. Okul müdürlerinin okullarında ortalama yöneticilik kıdemi sadece 3,2 yıl. Ancak mesleğinin henüz başlangıç safhasında olan öğretmenlere ve yöneticilere sağlanan mesleki gelişim desteği ve özellikle de mentorluk uygulaması yetersiz. Öğretmenler meslekte yeni, sınıfta disiplini sağlamak çok fazla zamanlarını alıyor ve onların önceliği bina ve okul ortamının iyileştirilmesi.”
TALIS 2018 raporunun öğretmenlerin ve okul müdürlerinin gözünden bir durum tespiti sunduğunu dile getiren Karip, raporun ayrıca eğitim öğretimin geliştirilmesi için de önemli ipuçları sağladığını kaydetti.
Karip, “Grup çalışmaları yaptırmak, düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmeye uygun problemler sunmak gibi etkinliklerin kullanımı OECD ülkeleri ortalamasının gerisinde kalıyor.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: TimeTürk
Raporun tamamı: