Türkiye hâlâ dünyada en fazla mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan ülke olma konumunu korumaktadır. Türkiye’de uluslararası koruma arayan yaklaşık 4 milyon kişiden 3,6 milyonu Suriye, 172.000’i Afganistan ve 142.000’i ise Irak uyruklu kişilerden oluşmaktadır (BMMYK 2019). 2011 yılından beri Türkiye’ye sığınan tüm Suriye vatandaşları ile Suriye’den gelen mülteciler ve vatansız kişiler, bir grup olarak, Türkiye’de geçici koruma altında bulunmaktadır. Türkiye’nin sığınma alanındaki ilk kanunu olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ise 2014 yılında yürürlüğe girmiş ve Türkiye’deki sığınmacı ve mültecilerin korunmasına yönelik kapsamlı bir yasal çerçeve ihdas etmiştir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile aynı zamanda Türkiye’nin ilk göç kuruluşu olan ve hâlihazırda Türkiye’deki sığınma ve göç politikalarının uygulanmasına ve koordinasyonuna nezaret eden Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) kurulmuştur. Türkiye hükümeti, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile tesis edilen sığınma mevzuatını tamamlamak ve bu mevzuatın uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla Suriyelilerin hukuki statüleri, uluslararası korumadan yararlanan kişiler ve Suriyelilerin Türkiye’deki işgücü piyasası erişimine ilişkin olarak bir dizi yönetmeliği de hayata geçirmiştir.
Türkiye’de yeni ihdas edilen bu sığınma mevzuatı ile göç kurumunun, Türkiye sınırları dahilinde koruma arayan yaklaşık 4 milyon zorunlu göçmenin korunmalarına etki ettiğinden dikkatli bir şekilde incelenmesi ihtiyacı bulunmaktadır. Bu raporda, tesis edilen bu yeni sistemdeki iyi uygulamalar ve eksikliklerin tespit edilebilmesi amacıyla Türkiye sığınma mevzuatı ve politikalarının bir özeti sunulmaktadır. Rapor beş ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Türkiye’deki sığınma sistemi hakkında genel bir değerlendirmeye yer verilmekte ve ikinci bölümde Türkiye’deki Suriyelilerin korunması ve Türkiye’nin geçici koruma politikası incelenmektedir. Bu incelemenin ardından üçüncü bölümde ise uluslararası koruma kategorilerine yer verilmekte ve bu kategorilerde yer alan gruplara tanınan haklar özetlenerek, uluslararası koruma değerlendirme prosedürü anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde sınır dışı prosedürleri ve uluslararası koruma ve sınır dışı kararlarına karşı nasıl itirazda bulunulabileceği konuları ele alınmakta ve mülteci ve sığınmacılara sağlanan usul güvencelerine uygulamada ne derecede riayet edildiği incelenmektedir. Son bölümde ise Türkiye’de idari gözetim ve geri gönderme merkezleri ile alakalı sığınma mevzuatı ve politikaları değerlendirilmektedir. Bu rapor, anılan bu hususlara odaklanarak Türkiye’deki sığınma mevzuatı ve politikalarının, özellikle de geçici koruma, uluslararası koruma, mülteci statüsü belirleme, sınır dışı ve idari gözetim ile ilgili yönlerinin kapsamlı bir değerlendirmesini sunmaktadır.
Raporun tamamı: