Barış, Uzlaşma ve İnsani Güvenlik için Yurttaşlar başlıklı çalışma kapsamında hYd tarafından yürütülen bu araştırma, insani güvenlik kavramından hareketle Kürt sorununda çatışma ve şiddet sarmalının dönüştürülmesinin koşullarını tespit etmeyi ve çözüm süreci adı verilen gelişmelerin bu sarmalı kırmakta neden yetersiz kaldığını göstermeyi amaçlıyordu. Çatışmasızlık ortamında, 2014’ün ilk yarısında yapılan alan araştırmasının altını çizdiği olgular, öne çıkardığı tespitler, günümüzde yeniden başlayan çatışmaların ışığında, daha da anlamlı hale geliyor. Çözüm sürecinin insan merkezli olmamasının, bireyler ve topluluklara barışın pasif alıcıları muamelesi yaptığını ortaya koyuyor. Akil İnsanlar Heyeti’yle sınırlı kalan ve arkası gelmeyen bir girişim dışında, toplumun dâhil olmadığı “süreç olmayan süreç” bir buçuk yıl gündemde kaldı. Ve muktedir gücün işine gelmediği noktada gündemden kaldırıldı. Toplumsal güçlerin dâhil edilmediği bir süreç olduğu için, toplum muktedire barış sürecini dayatmakta aciz kaldı.
(…)
Bugüne kadar çözüm süreci denilen gelişmelerin, barışın kısa vadeli siyasal gündem içinde araçlaştırılmasını engelleyecek, geri dönüşü zor bir bütünsel toplumsal dinamik yaratmamış olmasının sonuçlarını 2015 sonbaharının ilk günlerinde, çatışmaların kentlerin ortasında gündelik hâle dönüştüğü, bir iç savaş provasının yapıldığı bu kara günlerde çok daha iyi görebiliyoruz. Helsinki Yurttaşlar Derneği’nin yürüttüğü insani güvenlik araştırmasının bir alt ürünü olan ve Hale Akay’ın kaleme aldığı bu araştırmanın tespitleri bu boğucu ortamda yakıcı bir güncellik içeriyor.