Heinrich Böll Stiftung Derneği, Türkiye Yol Ayrımında (Mı?) Kürt Sorunu Nereye ? raporunu yayımladı. Raporun sunumunda editörün şu sözlerine yer verildi:
Arap isyanlarının başlamasından beş yıl sonra, Orta Doğu’daki çalkantılı dönem halen sona ermiş değil. Savaş, istikrarsızlık, mülteciler, belirsizlik ve krizler, yeni norm ve kalıcı düzen haline geldiler. Kabul etmeliyiz ki ufukta bölgenin sorunlarına derman olacak kestirme bir çözüm görünmüyor. Bugün bir bakıma gerek Türkiye’de gerekse Avrupa Birliği’nde -yanlış biçimde- bu krizin çabuk sona ereceği öngörüsünde bulunan karar vericilerin ektiklerinin siyasi sonuçlarını biçiyoruz. Türkiye, Esad rejiminin kısa sürede çökeceğini ve Suriyeli mültecileri kabul etmenin geçici bir önlem olacağını varsaydı. AB ise mülteci meselesiyle komşu ülkelerin başa çıkacağını ve çatışmanın tırmanması durumunda ABD’nin bölgesel güvenliğin garantörü olarak devreye gireceğini düşündü. Ne var ki, artık yeni zamanlardayız ve ABD kendisinden beklenenin tersine daha ziyade pasif bir gözlemci rolünü üstlenirken bölgedeki pek çok çatışma, Orta Doğu’yu dağılma tehdidiyle karşı karşıya getiren bir biçimde yayıldı. Bu zorlukların üstesinden gelmenin yolu hiç kuşkusuz hâlihazırdaki insan haklarına ihanet etme riskini taşıyan yaklaşımdan uzaklaşarak daha uzun erimli çözümler üretmekten geçiyor.
Alternatif’in bu sayısında bölgedeki durumun Türkiye için ne anlama geldiğine bakıyoruz. Kürt sorunu ve Suriye’de güçlendirilmiş bir Kürt hareketinin kuşkusuz Türkiye açısından bazı sonuçları mevcut. Peki PYD’nin politikalarına bakarak, iyimser olmak mümkün mü? Orta Doğu nereye gidiyor ve Avrupa bu gidişata nasıl tepki veriyor? Savaş Türkiye’ye nasıl yayıldı ve Güneydoğu’da bir sonraki çatışma ne olacak? Bu ve benzeri sorulara eğilmeye çalıştığımız Alternatif’in elinizdeki sayısında ekoloji ve demokrasi alanında gündemde olan diğer tartışmalı konulara da yer vermeye çalıştık. Tüm yazıları ilgiyle okuyacağınızı ümit ediyoruz.
Alternatif ekibi adına,
Kristian Brakel
Raporun tamamı: