Oktay ENSARİ KAYSERİ, (DHA) – TÜRKİYE
Barolar Birliği (TBB) tarafından hazırlanan `Sığınmacılar ve Mülteciler Raporu`, yayınlandı. Raporda, Kilis`te halkın azınlık durumuna düştüğüne dikkat çekilirken, “Ekonomik ve diğer sebeplerle, birçok Suriyeli kız para karşılığında, ikinci, üçüncü, hatta dördüncü eş olarak evlendirilmektedir. Aynı konuya ilişkin bir başka sorun da, Suriyeli kadın ve kızın fuhuş batağına sürüklendiği gerçeğidir. Sınıra yakın birçok ilde boşanma sayılarında hızla artış yaşanmış, Aile hayatı olumsuz etkilenmiştir. Burada en önemli sorunların başında imam nikahıyla yapılan evlilikler gelmektedir. Resmi nikahla kurulan evlilik sayısı oldukça düşüktür” denildi.
TBB İnsan Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi ve TBB Mülteci Çalışma Grubu Başkanı Avukat Uğur Altun ve arkadaşları tarafından 2 yıllık çalışma sonucu hazırlanan rapor kitap haline getirildi. 141 sayfalık raporda Şanlıurfa, Adıyaman ve Mersin ile Şanlıurfa`nın Suruç ile Harran İlçesi`ndeki kamplardaki incelemeler, sığınmacıların Türkiye`deki geçici korunması, uluslar arası hukuktaki yerleri, göçün sığınmacılar üzerindeki etkileri, kamp dışındaki Suriyeliler`in fuhuş, dilencilik, kuma, ticaret, sağlık, eğitim ve denizde görülen ölümlerle ilgili sorunları tek tek irdelerek, detaylandırıldı. Sığınmacı ve mültecilerle ilgili sorunlar ve öneriler şu ana başlıklarda toplandı:
SURİYELİ KADIN VE KIZLAR FUHUŞ BATAĞINDA: Ekonomik ve diğer sebeplerle, birçok Suriyeli kız para karşılığında, ikinci, üçüncü, hatta dördüncü eş olarak evlendirilmektedir. Aynı konuya ilişkin bir başka sorunda, Suriyeli kadın ve kızın fuhuş batağına sürüklendiği gerçeğidir. Küçük yaştaki çocuklar, aileleriyle görüşülerek evlenme vaadiyle evlerinden alınıp, fuhşa sürüklenmektedir. Adıyaman ve Şanlıurfa’daki kamp gezileri sırasında görüşülen kişilerin anlatımlarıyla, fuhşa sürüklenenlerin sayısının gün geçtikçe arttığı bilgisi edinilmiştir. Bu olaylar neticesinde, sınıra yakın birçok ilde boşanma sayılarında hızla artış yaşanmış, Aile hayatı olumsuz etkilenmiştir. Burada en önemli sorunların başında imam nikahıyla yapılan evlilikler gelmektedir. Resmi nikahla kurulan evlilik sayısı oldukça düşüktür. İmam nikahıyla evlenilen Suriyeli kızların büyük çoğunluğu çocuk yaştadır. Bunun sonucu olarak, çocuk istismarı gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu konuda gereken önlemlerin bir an önce alınması gerekmektedir.
SURİYELİ SAYISI DAHA DA ARTACAK: Ülkemizde bulunan Suriye sığınmacıların sayısı yanlış politikalar yüzünden gün geçtikçe artmaktadır. Oysa göç kabul eden birçok ülkede ise bu sayı düşmektedir. Başlangıçtan beri Suriye’deki iç savaşın desteklenmesi ve muhalif gruplara yardım neticesinde tahmin edilemeyen bir boyuta ulaşmıştır. İç savaşın daha uzun yıllar süreceği düşünüldüğünde ülkemizde bulunan Suriyelilerin nüfusunun giderek artacağı öngörülmektedir.
SINIR KAPILARI SORUNLU: Sınır kapılarında büyük sorunlar yaşanmaktadır. Ülkeye girenlerin ve çıkanların kimlikleri konusunda tereddütler oluşmaktadır. Bu durum iç güvenliği zaafa uğratmaktadır. Dolayısıyla sınırlar adeta terör örgütlerinin ve diğer illegal yapıların alanları haline getirilmiştir. Acilen sınırların güvenli hale getirilmesi gereklidir.
SURİYE’YE YAPILAN İHRACAT DÜŞTÜ: 2 milyonu aşan sığınmacı sayısının, ekonomik anlamda ülkemiz üzerinde büyük bir yük oluşturduğu ve yapılan resmi açıklamalara göre, sığınmacılara bugüne kadar 5 milyar dolar harcandığı düşünüldüğünde, bu yük paylaşımının devreye girmesi için uluslararası kuruluşlar ve ülkelere çağrıda bulunulması ve sığınmacı ve mültecilerin, o ülkelere gönderilmesi gerekmektedir. Ekonomik anlamda siyasi iktidarın yanlış politikaları yüzünden, komşularımız olan Suriye ve Irak’a olan ihracat oranında, büyük düşmeler yaşanmaktadır. O nedenle, ekonomik kayıpların ortadan kaldırılması için, uluslararası düzeyde yeni pazarlar arayışlarına gidilmediler.
HUKUKİ STATÜLERİ BELİRSİZ: Ülkemizde bulunan Suriyeli ve diğer sığınmacıların hukuki statülerinin bulunmayışı nedeniyle bu kişilerin, akıbetleri nedeniyle belirsizlikler söz konusudur. Bu belirsizlik nedeniyle hem sığınmacılar hem de ülke olarak ekonomik ve sosyal olarak ağır zarar görmekteyiz. Dolayısıyla bu kişilere hukuki statü verilmesi gereklidir.
TÜRK VATANDAŞLARI AZINLIK DURUMUNDA: Bazı illerin nüfusunda yaşlanan nüfus patlaması, beraberinde o ilin, sosyal dokusuna zarar vermektedir. Örneğin, TÜİK verilerine göre, 2013 yılında Kilis’in nüfusu ilçelerle birlikte 93 bin 643 iken, bugün sadece ilde yaşayan Suriyeli nüfusu tremsi kayıtlara göre 105 binin üzerindedir. Yani Kilis’te yaşayan ülke vatandaşları azınlık durumuna düşmüştür.
HUKUKİ DÜZENLEMELER ACİLEN YAPILMALI: Suriyeliler`in adli olaylar ilgili yargılandıkları davalarda bir takım hukuki sorunlar yaşanmakta. Bu kişilerin ceza ve hukuk ile idari davalarda tercüman bulundurma sorunları hat safhadadır. Suriyeli sığınmacıların ülke içinde Türk vatandaşlarına karşı işledikleri suçlar sebebiyle, etkin bir soruşturma yürütülememektedir. Çoğu pasaportsuz bu kişiler hakkında etkin soruşturma yürütülemediği için Türk vatandaşları mağdur olmaktadır. Örneğin Suriye plakalı bir aracın karıştığı trafik kazasında gerçek failler bulunamadığı gibi, meydana gelen zarar da giderilememektedir.
DİLENCİLİK ÖNLENEMİYOR: Kamp dışında yaşayan Suriyeliler`in sıkıntısı gün geçtikçe artmaktadır. Ekonomik sıkıntı nedeniyle Suriyeli kadın ve çocuklar, sokaklarda nerdeyse adım başı dilencilik yapmaktadır. Dilencilik oranı oldukça yükselmiştir. Trafik ışıklarında bekleyen ve oturan bu kişiler, hem kendilerinin hem de sürücülerin hayatını riske atmaktadır.
KARIN TOKLUĞUNA ÇALIŞIYORLAR: Suriyeli sığınmacıların büyük bölümü sigortasız olarak ve çocuk yaşta çalıştırılmaktadır. Ucuz ve sigortasız işçi çalıştırılması nedeniyle, piyasada bulunan aynı mal ucuza satışa sunulmaktadır. O nedenle iç piyasada haksız rekabet oluşmaktadır. Birçok kentte Türk vatandaşları, o nedenle işsiz kaldıkları gibi kendileri de karın tokluğuna çalıştırılmaktadır.
SAĞLIK SORUNLARI TEHDİTKAR: Kamp dışında yaşayan Suriyelilerin karşılaştı en önemli sorunlardan biri de sağlık sorunudur. TBB’nin hazırladığı sığınmacılarla ilgili sağlık hizmetleri raporlarına göre, Ülkemizde görülmeyen birçok hastalık yeniden hayatımızı tehdit etmeye başladığı gözler önüne serilmiştir. Bunlar arasında şark çıbanı, sıtma, çocuk felci gibi hastalıklar gelmektedir.
DHA
Metin kaynağı: Sozcu.com.tr