Dünyada demokrasinin yaygınlaşmasını ve düşünce özgürlüğünü desteklemek amacıyla kurulan ABD merkezli Freedom House dünya genelinde basın özgürlüğünü değerlendiren yıllık raporunu yayınladı.
Rapora göre basın özgürlüğü dünya genelinde düşüş içerisinde olduğu açıklanırken, Türkiye gibi baskıların yoğun olduğu ülkelerde alternatif medya platformların giderek daha fazla ilgi gördüğü belirtildi.
“Özgürlük ve Medya 2019” başlıklı raporda Türkiye bu yıl da basın özgürlüğünde ‘sınıfta kalan’ ülkeler arasında yer aldı.
Gerçeğe dayalı gazetecilik demokrasi için temel gereksinim
Medya özgürlüğünün son 10 yılda dünya çapında gerilemekte olduğu belirtilen raporda, demokratik güçler, medyanın ülkelerindeki bağımsızlığını desteklemekten vazgeçmeleri halinde basın örgütlerinin sanal olarak neslinin tükenme tehlikesi altına girebileceği belirtildi.
Basın özgürlüğü ihlallerinin, uzun süren baskı ortamlarında geri tepebileceği belirtilen raporda dürüst ve gerçeğe dayalı gazeteciliğin demokratik özgürlükler için temel gereksinim olduğu ifade edildi.
Trump’ın saldırıları endişe verici
Popülist liderlerin sadece otoriter değil, etkili bazı demokrasilerde de iktidarlarını sağlamlaştırmak için bağımsız gazeteciliği bastıracak yeni yöntemler bulduğunu belirten Freedom House, gazetecilerin susturulması ve yandaş kuruluşların desteklenmesi için ekonomik, yasal ve yasadışı birçok yönteme başvurulduğuna dikkati çekti.
İşbaşına gelen popülist liderlerin, basın özgürlüğünü kısıtlamaya, bağımsız gazeteciler üzerinde baskı kurmaya çalıştıkları ifade edilirken, ABD Başkanı Donald Trump’ın sözlü saldırılarıyla basın özgürlüğünü hedef almasının endişe verici olduğu aktarıldı ve “Dünyanın dört bir yanındaki gazeteciler, en temel hakları ihlal edildiğinde Washington’un yardıma koşacağına inanmak için artık daha az neden sahip” değerlendirmesi yapıldı.
Türkiye’de de basın özgürlüğü geriliyor
Raporda, Türkiye’nin basın özgürlüğünün kısa zamanda çok büyük gerileme gösterdiği belirtilerek artık halkın sadece dörtte birinin basına güven duyduğu belirtildi.
Raporun Türkiye’ye ayrılan kısmında, Türkiye’de, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL süreciyle birlikte yaklaşık 150 medya kuruluşunun kapatıldığı ve yüzlerce gazetecinin hukuki dayanak olmaksızın teröre destek suçlamasıyla yargılandıkları ifade edildi.
Türkiye’deki baskıların gazetecileri online platformalara yönlendirdiği ve bunun sonucunda bir çok yeni platform ortaya çıktığı açıklandı. Örnek olarak ise Ünsal Ünlü’nün evinden yaptığı podcast yayınları, Dokuz8’in dijital habercilik çalışmaları, Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan Yavuz Baydar’ın Ahval ve Can Dündar’ın Özgürüz platformları gösterildi.
Dünya genelinde birçok hükümetin denetleyemediği için internet haberciliğini istemediği, bununla birlikte uluslararası dijital platformların sansürü önlemede son derece etkili olduklarının vurgulandığı raporda, Medyascope’un YouTube Kanalı üzerinden yaptığı yayınlar örnekler arasında gösterildi.
Türkiye’nin durumu
Özgürlük Skoru: 31 (0 en düşük 100 en yüksek)
Özgürlük ratingi: 5.5/7 (7 en düşük)
Politik Haklar: 5/7
Sivil Haklar: 6/7
Genel görünüm: “Başlarda özgürlük adına bazı reformlar yapmış olan AK Parti hükümetinin temel haklar alanında giderek artan hoşgörüsüzlüğü 2016’daki darbe girişimi sonrası otoriter doğasının tam anlamıyla konsolide olması ile sonuçlandı. 2017’de yapılan anayasal değişiklikler devlet başkanının elini güçlendirirken seçim koşullarını daha kötü hale getirerek muhalefet partilerinin Erdoğan’ın kontrol gücünü dengelemesini zorlaştırdı.”
Karanlıkta yol gösterici ışıklar
Raporda küresel basın özgürlüğü tablosu tamamen kasvetli değil denilerek Etiyopya, Malezya, Ermenistan, Ekvador ve Gambiya örnek gösterildi ve son iki yılda bu ülkelerin en cesaret verici demokratik ilerleme örnekleri sergiledikleri belirtildi.
Kaynak: Bianet
Raporun tamamı :