Hak İnisiyatifi tarafından Manisa‘nın Turgutlu ilçesi Sarıbey Köyü’nde mevsimlik işçilere dönük, ırk temelli ayrımcılık yapıldığına ilişkin iddiaların araştırılması için gönderilen heyet inceleme raporunu yayımladı. Raporda, köydeki incelemede, mevsimlik işçilere dönük ırk temelli ayrımcılık yapıldığına ilişkin ciddi bir bulguya rastlanılmadığı belirtilerek, “İşçilerin insani yaşam ve çalışma koşullarına ilişkin ciddi sorunlar olduğu tespit edilmiştir. Mevsimlik işçilerin, Türkiye’de pek çok bölgede olduğu gibi Sarıbey Köyü’nde de hiçbir sosyal güvence olmaksızın; elektrik, su, duş ve tuvalet ihtiyacı gibi en temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığı koşullarda yaşadıkları ve çalıştıkları gözlemlenmiştir” denildi. Raporda, 10-12 yaşındaki çocuklarında günde 8-10 saat çalıştırıldığının da tespit edildiği belirtildi.
“6,5 milyonluk tarım işgücünün yarısı mevsimlik işçidir”
Manisa’nın Turgutlu ilçesine bağlı Sarıbey Köyü’nde mevsimlik işçilere dönük ırk temelli ayrımcılık yapıldığı iddialarının basında yer alması üzerine olayı incelemek için köye giden ve hem işçiler hem belediye başkanı hem de yetkililerle görüşen Hak İnisiyatifi, 17 sayfalık inceleme raporunu yayımladı. Raporun giriş kısmında mevsimlik işçi olgusuna dair bilgi verilirken, Türkiye’deki 6,5 milyonluk tarım işgücünün yaklaşık yarısının mevsimlik tarım işçisi olduğu belirtildi. Her iki mevsimlik işçiden birinin, doğduğu andan itibaren mevsimlik tarım için seyahat ettiği belirtilen raporda şu tespitlere yer verildi: “48 farklı ile mevsimlik tarım işgücü gitmektedir. Yaklaşık yüzde 60’ının geliri ulusal yoksulluk sınırının altında bulunmaktadır. On kişiden biri nüfusa kayıtlı değildir. Ergen yaşta anne olunmaktadır. Anne ölümü riski on; bebek ölümü riski beş kat fazladır. Kız çocuklarının dörtte biri okul ile tanışmamaktadır.”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan zorunlu göç sonrası ortaya çıkan dönüşümün, köylülerin önemli bir kısmını yoksullaştırıp tarım işçisi haline getirirken orta ve geniş ölçekli endüstriyel tarım yapan toprak sahibi çiftçilerin varlığını sürdürmeye devam ettiği belirtilen raporda, mevsimlik işçilerin içinde bulunduğu olumsuz yaşam ve çalışma koşullarının, tarımsal yapıdaki bu eşitsiz güç ilişkilerinden bağımsız olmadığı vurgulandı. Raporun “Tespitler” başlığındaki bazı tespitler ise şöyle sıralandı:
“Irk temelli ayrımcılık yapıldığına ilişkin ciddi bulguya rastlanmadı”
– Heyet olarak Manisa ili Turgutlu ilçesi Sarıbey Köyü’nde yapılan incelemede, mevsimlik işçilere dönük ırk temelli ayrımcılık yapıldığına ilişkin ciddi bir bulguya rastlanılmamıştır.
– İşçilerin insani yaşam ve çalışma koşullarına ilişkin ciddi sorunlar olduğu tespit edilmiştir. Mevsimlik işçilerin, Türkiye’de pek çok bölgede olduğu gibi Sarıbey Köyü’nde de hiçbir sosyal güvence olmaksızın; elektrik, su, duş ve tuvalet ihtiyacı gibi en temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığı koşullarda yaşadıkları ve çalıştıkları gözlemlenmiştir.
– Mevsimlik işçilerin, barınma ve yaşam alanlarına ilişkin sorunların çözümü konusunda belediye, kaymakamlık ve ilgili idareler nezdinde iyi niyetli bir yaklaşım gözlenmiştir. Bununla birlikte bu iyi niyetli yaklaşımların, mevcut sorunların kalıcı olarak çözümü için yeterli olmadığı tespit edilmiştir.
– Mevsimlik işçilerin, çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlara, kuşatıcı ve bütüncül bir perspektifle yaklaşılmamaktadır. Lokal, mevzi ve kısa süreli çözüm yaklaşımları ise var olan sorunların her çalışma döneminde tekerrür etmesine yol açmakta, Sarıbey Köyü’nde olduğu gibi her çalışma döneminde mevcut sorunlara yeni baştan çözüm üretme ihtiyacı doğmaktadır. Bu tablo ise, bir toplumsal ihtiyacın çözümü konusunda, mahalli ve merkezi idare birimlerinin uyumlu hareket etmediği, yetki ve görev paylaşımı konusunda bir belirsizlik olduğu, yönetimsel anlamda dağınık bir görüntü olduğu kanaatini uyandırmıştır. Konuyla ilgili 13/07/2019 tarihinde yaptığımız ilk görüşmelerde, mevsimlik işçilerin, su ve elektrik gibi temel ihtiyaçların çok kısa bir sürede karşılanacağı beyan edilmişken, 29/07/2019 tarihinde yaptığımız görüşmelerde belirtilen temel ihtiyaçların, birtakım bürokratik gerekçelerle henüz karşılanamadığı gözlemlenmiştir.
– Mevsimlik işçiler, barınma için köy girişindeki, hazine arazisi olduğu ifade edilen, dere kenarındaki bir alanı kullanmaktadırlar. Bu barınma alanı Sarıbey Köyü’nün yanı başında bulunmasına karşın Sarıbey Köyü ve civar köyler için mevsimlik işçilerin adeta bir barınma merkezi olarak kullanılmaktadır. Mevsimlik işçiler, barınak olarak ise kendi imkanları ile monte ettikleri derme çatma çadırlar kurmuşlardır. Etrafta tuvalet, banyo amacıyla kullanılan bir yapıya rastlanmamıştır. Bazı çocukların, çadırların kurulu olduğu alanın hemen yanı başındaki dereye girdikleri, yüzdükleri gözlemlenmiştir. Dere suyunun temiz olup olmadığı, insan sağlığı açısından risk barındırıp barınmadığı, mevsimlik işçi aileleri tarafından bilinmemektedir. Mevsimlik işçiler tarafından barınma ve yaşam alanı olarak kullanılan bu bölge, mevcut haliyle insan sağlığı ve güvenliği açısından, insani yaşam standartları yönüyle elverişsizdir.
– 13 Temmuz 2019 tarihinde yaptığımız ilk ziyaretten sonra sağlık ekiplerinin, mevsimlik işçilerin barınma ve yaşam alanlarına gelerek sağlık taraması yaptıkları, sakinlerce de ifade edilmiştir.
– Heyet olarak, mevsimlik işçilerle ilgili sorunlar konusunda, barınakların bulunduğu bölgeye gidildiğinde, doğrudan dayıbaşılarla veya dayıbaşıların refakatinde işçiler ve bazı aile bireyleri ile görüşebilmiştir. Dayıbaşının da bulunduğu, çalışmaya gitmemiş olan çocuklarla yapılan görüşmede, bazı çocukların kendini rahat ifade ettiği, ancak bazılarının ise görüşmek istemeyip, görüşme mahallinden ayrıldıkları gözlenmiştir. Dayıbaşıların, mevsimlik işçileri, Sarıbey Köyü’ne gelmelerinden önce, hangi koşullarda barınacakları ve yaşayacakları konusunda bilgilendirmedikleri izlenimi oluşmuştur. Keza dayıbaşıların, işçi topluluğu üzerinde standardı olmayan, hesap verilebilirlik ve şeffaflık içermeyen bir otorite kurduğu kanaati oluşmuştur.
– Sarıbey Köyü sakinlerinden bazıları, köyün hemen yanı başında kalan mevsimlik işçilerin, köyün ihtiyaç duyduğu işgücünden sayıca çok fazla olduğunu, aileleriyle yaklaşık 800’ü bulan bu mevsimlik işçilerin çoğunlukla kendi köyleri (Sarıbey) dışındaki köylere çalışmaya gittiklerini, durum bu iken bu kadar kalabalık bir işçi nüfusunun, Sarıbey Köyü’nde kalıyor olmalarının çok yönlü sorunlara yol açtığını/açabileceğini ifade ettikleri gözlemlenmiştir. Temel ihtiyaçları karşılanmayan ve her gelen topluluğun çadırını kurduğu bir alandaki bu kadar kalabalık işçi nüfusunun, potansiyel anlamda da olsa kendi içinde ve çevre ile ilişkileri hususunda bazı toplumsal sorunlara gebe olduğu tespit edilmiştir.
– Çocuklarla yapılan görüşmede, çoğunluğu teşkil etmese de 10-12 yaşlarında bazı çocukların tarlalara çalışmaya götürüldüğü, günlük 8-10 saat çalışmaya tabi tutuldukları çocuklar tarafından ifade edilmiştir.
“Dayıbaşılık sistemi kaldırılmalı ya da denetlenebilir hale gelmeli”
Hak İnisiyatifi’nin inceleme raporunun “Öneriler” bölümünde ise, mevsimlik işçi olarak çalışmak isteyen vatandaşların ulaşım koşullarının sıkı denetimlere tabi olması gerektiği, insani koşullardan uzak ve tehlikeli bir şekilde yolculuk yaptırılan işçilerin bu durumları karşısında işverene de sorumluluklar yükleyen düzenlemelere gidilmesi gerektiği belirtildi. İşçilerin iaşe ve barınma koşulları insani standartlara, çalışma kurallarına ve mevzuata uygun hale getirilmesi gerektiği belirtilen raporda şu önerilere yer verildi:
– Çalışma saatleri uluslararası sözleşmelere ve iç mevzuata uygun hale getirilmeli ve fazla çalışma karşılığı ücretin de ayrıca tahsili için gerekli denetimler yapılmalıdır.
– Eğitim döneminde de devam eden mevsimlik işçilik durumunda, çocukların öğrenimine devamı için okullara kayıt ve ücretsiz servis ile nakil işlemleri düzenlenmelidir. Ayrıca tatil döneminde de çocukların gelişimine katkı sunacak kurslar Halk Eğitim Merkezleri tarafından özendirilmeli ve uygulanmalıdır.
– Çocukların çalıştırılmaması için gerekli tedbirlere başvurulmalıdır.
– Mevsimlik tarım işçileri sosyal güvenceye kavuşturulmalı ve mevzuatta kendilerine yönelik düzenlemeler açısından kolaylıklar ve ek güvenceler sağlanmalıdır.
– Mevsimlik işçilikte, asıl düzenleyici ve kâr sahibi olan “dayıbaşı’ sisteminin işçinin emeğini sömüren şekliyle uygulanmasına son verilmeli, standart kuralları olmayan, şeffaflıktan ve hesap verebilirlikten uzak dayıbaşılık sistemi kaldırılmalı veya denetime elverişli yasal bir statüye kavuşturulmalıdır.
Özet Kaynağı: MedyascopeTV