İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 2019 Yılı İş Cinayetleri Raporunu İstanbul‘da basın açıklaması yaparak kamuoyuyla paylaştı.
İSİG Meclisi’nin 2019 Yılı İş Cinayetleri Raporuna göre, geçen yıl en az 1736 işçi yaşamını yitirdi. Bu işçilerden 115’i kadın 1621’i erkek; 29’u 15 yaş altında olmak üzere 67’si çocuk işçi; çoğunluğu Suriyeli ve Afganistanlı olmak üzere 112’si göçmen-mülteci işçi. 181 işçi İstanbul’da hayatını kaybederken, 74’ü İzmir’de, 72’si Antalya’da, 71’i Kocaeli’de, 66’sı Bursa’da, 56 işçi de Ankara’da yaşamını yitirdi.
Hayatını kaybeden işçilerin 442’si tarım, 336’sı inşaat, 234’ü taşımacılık, 105’i belediye, 104’ü ticaret-büro, 70’i metal, 63’ü madencilik ve 50’si enerji sektöründe çalışıyordu. Ölüm nedenlerinin 392’si trafik ve servis kazası, 285’i ezilme ve göçük, 259’u yüksekten düşme, 202’si ise kalp krizi ve beyin kanaması olarak gerçekleşti.
DİSK: “Hükümet de iş güvenliği sorunu karşısında sessiz”
Açıklamanın öncesinde söz alan Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Örgütlenme Sekreteri Kanber Saygılı, “İş cinayetlerine, meslek hastalıklarına karşı mücadele yürütüyoruz. Bunu neticesinde iş cinayetlerini görünür kılmayı başardık ancak patronlar hâlâ işçi sağlığı, iş güvenliği sorununu maliyeti artıran, gereksiz masraf olarak görmekte devam ediyor. Hükümet de bu tavır karşısında sessiz. Bu zamana kadar bu cinayetlerin sorumlusu olan patronlar yargılanmamıştır” dedi.
“Yaşamak ve yaşatmak için direneceğiz” başlığıyla hazırlanan basın açıklamasını İSİG Meclis Üyesi ve Avukat Onur Deniz okudu.
İş cinayetlerinin önlenebilir olduğunu fakat patronların aşırı kâr hırsı nedeniyle ölümlerin yaşandığını vurgulayan Deniz, “Birinci dertleri tabii ki daha fazla para kazanmak için İSİG önlemlerini almamak. Ancak bir de beka sorunları var. O da işçilerin işyerlerinde hiç ses çıkarmaması, örgütlenmemesi, söz ve karar haklarının olmaması, boyun eğmeleri ve tabii ki kapitalist sistemi sorgulayamamaları. Bu süreçte Soma, Torunlar, Ermenek, 3. Havalimanı gibi onlarca katliam yaşandı. Ancak Soma örneğinde görüldüğü gibi patronlar serbest, işçi ailelerini savunan avukatlar tutuklu. Ya da 3. Havalimanı’ndaki gibi iş cinayetlerini protesto eden işçiler dayak yiyor, tutuklanıyor ve hâlâ davaları devam ediyor” diye konuştu.
İSİG Meclisi, iş cinayetlerine karşı yapılması gerekenleri ve acil talepleri şöyle sıraladı:
1- Ölen işçilerin yüzde 98’i sendika üyesi değildir. Yani sendikasız çalışmak ölüm demektir. İş cinayetlerinin önlenmesi, sağlıklı ve güvenli çalışmanın önkoşulu işçi katılımıdır. İşçiler ancak sendikalaşarak bunu sağlayabilir. Ülkemizde sendikaya üye olan işçiler işten atılıyor, sermaye iş yerlerinde sendika istemiyor ya da istediği sendikayı getiriyor. Devlet daha da ileri giderek sendikaların yapacağı basın açıklamalarını, toplantıları, grevleri yani toplu pazarlık hakkını yasaklıyor. Bu noktada işyeri İSİG kurulları, çalışan temsilciliği ve genel olarak sendikal örgütlenme üzerindeki baskılar sona erdirilmelidir. Grev yasaklarına son verilmelidir.
2- İşyerlerinde işçilere keyfi bir biçimde iş tanımı dışında işler yaptırılıyor. Çalışma saatleri günde 10-12 saate ulaşıyor. Mesai ücretleri, izin hakları verilmiyor. Özellikle taşeron işçiler bu koşullarda çalışırken şimdi taşerona rahmet okutacak kiralık işçilik gibi kölelik uygulamaları getiriliyor. Özelde veya kamuda tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmelidir.
3- İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmıyor. Yargılananlar ise çoğunlukla günah keçisi haline getirilen iş güvenliği uzmanlarıdır. Yine mahkemeler iş cinayetlerini cezalandırmıyor, faillere 24 taksitli para cezası vererek serbest bırakıyor. İş cinayetlerinin sorumluları yargılanmalıdır.
Kaynak: Medyascope
Raporun tamamı: